Antikacılık, geçmişin bir kapısını aralayan ve tarihin izlerini taşıyan eşyalara hayat veren bir sanattır. Bu sanatın ustalarından biri, 44 yıldır antikacılık yaparak geçmiş ile geleceği birleştiriyor. Şehrin gözde antikacılarından biri olan Hayri Yılmaz, özellikle gramofon koleksiyonu ile dikkat çekiyor. Eski döneme ait müziğin ruhunu ve atmosferini yaşatmaya çalışırken, kullandığı yöntemler ve gösterdiği özen ile de antikacılığın değerini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Hayri Yılmaz, gramofonların yalnızca müzik dinlemek için değil, aynı zamanda birer sanat eseri olarak da değerlendirildiğini belirtiyor. 19. yüzyılın sonlarından itibaren popülerleşen gramofonlar, zaman içerisinde farklı tasarım ve teknolojik yeniliklerle evrim geçirdi. Bu süreç, gramofonları sadece bir müzik aracı değil, aynı zamanda geçmişin izlerini taşıyan önemli parçalara dönüştürdü. Hayri Bey, her gramofonun bir hikayesinin olduğuna, her birinin farklı bir tarihsel bağlam taşıdığına inanıyor. Onun antikacılığa olan tutkusu, bu eşyalara duyduğu saygıdan ve onları gelecek nesillere aktarma arzusundan geliyor.
Antika gramofonlara olan ilgisiyle bilinen Hayri Yılmaz, her bir gramofonun nasıl korunduğu ve bakımının nasıl yapıldığı konusuna özel bir önem veriyor. Eski gramofonların mekanizmaları, zamanla aşınma ve yıpranma riski taşıdığı için düzenli bakım gerektiriyor. Yılmaz, antika gramofonların çoğunun MDF ya da ahşap kaplama ile yapıldığını, zamanla bu malzemelerin deforme olabileceğini belirtiyor. Gramofonların sesi, iğnelerinin durumu ile doğrudan ilişkilidir. Usta, bu iğnelerin nasıl değiştirilmesi gerektiği konusunda detaylı bilgi veriyor. Ayrıca, gramofonların ağırlıklarını ve vinil plakların nasıl yerleştirileceğini göstermek için gösterim yapmaktan da çekinmiyor. Bu tutku, yalnızca bir iş değil, eski sanatların korunması için bir misyon olarak öne çıkıyor.
Hayri Yılmaz, antikacılık ruhunun, geçmişe duyulan özlemi ve güzellikleri koruma isteğini yansıttığını vurguluyor. Yıldan yıla koleksiyonuna eklediği parçalarla, Türkiye’de gramofon kültürünün yaşatılmasına büyük katkılarda bulunuyor. Ayrıca, yeni neslin bu değerlere ilgi göstermesi için çabalarını arttırıyor. Yilan'daki özel sergiler ve atölye çalışmaları ile gençlere gramofonların kıymetini ve tarihini anlatmaya çalışıyor. Böylece, geçmişin müzik kültürü geleceğe taşınmış oluyor.
Yıllar geçtikçe insanların güncel teknolojiye olan tutumları değiştikçe gramofonlar ilginç bir şekilde yeniden popüler hale geldi. Vintage tutkusunun artması, gramofonların yeniden değer kazanmasına yol açtı. Hayri Bey, yeni gelişmelerin antikacılara olan ilgiyi artırdığını ve bu sayede antikacılık mesleğinin geleceğinin daha parlak olduğunu düşünüyor.
44 yıllık deneyimiyle antikacılıkta geniş bir bilgi birikimi oluşturan Yılmaz, bu tarihi parçalara sadece birer eşya olarak değil, geçmişin anlatıcısı olarak bakıyor. Onun için her gramofon, bir zaman yolculuğu ve geçmişten günümüze ulaşan bir köprü niteliği taşıyor. Antikalarının ardındaki hikayeleri dinlemek, ona hem keyif veriyor hem de bu eşyalara hayat vermekteki tutkusunu artırıyor. Geçmişe duyulan bu özlem ve saygı, Hayri Yılmaz'ın antikacılık serüveninin temel taşlarını oluşturuyor.
Sonuç olarak, Hayri Yılmaz gibi ustalar, geçmişin seslerini dinzorak olarak değil, yaşatan bireylerdir. Antikacılık, sadece bir iş olmaktan çok daha fazlası, kültürel mirası koruma çabasının bir parçasıdır. 44 yıllık deneyimiyle Hayri Yılmaz, sadece bir koleksiyoncu değil, geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran bir sanatkârdır. Gramofonlar birer müzik aleti olmanın ötesinde, tarihsel ve kültürel değer taşıyan miras parçasıdır ve Yılmaz, bu mirası koruyup yaşatmaya devam ediyor.