İstanbul ve Ankara, 2023 yılının sonlarına yaklaşıldığında, öğrencilerin sesiyle yankılanmaya başladı. Ekonomik zorlukların ve toplumsal gerginliklerin hâkim olduğu bu günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik baskılar ve diploma iptali kararları, gençlerin kaygılarını ve tepkilerini daha da artırdı. Gözaltılar ve öğrenci eylemleri, Türkiye’nin genç nüfusunun politik tavrını gözler önüne serdi. Öğrenciler, bu eylemlerle sadece kendi geleceklerini değil, aynı zamanda demokratik haklarını da savunmak amacıyla bir araya gelmiş durumda.
İstanbul ve Ankara’daki protestolar, özellikle son günlerde yaşanan olaylarla daha da alevlendi. Öğrenciler, İmamoğlu’nun işlerini desteklemek yerine hedef alınmasını, eğitim hakkının ihlali olarak görüyor. Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere, pek çok üniversiteden gelen öğrenciler, "Diplomalarımıza dokunma" sloganlarıyla sokaklarda buluştu. Ayrıca, gözaltına alınan arkadaşlarına yönelik destek mesajları vermek amacıyla bir araya geldiler. Eylemler sırasında yapılan konuşmalarda, eğitimin bir hak olduğu ve hiçbir öğrencinin diploma iptalinin söz konusu olmaması gerektiği tekrar vurgulandı.
Son dönemlerde, Türkiye’de siyasi baskılar altında olan birçok kurum ve birey, eğitim alanında da benzer baskılara maruz kaldı. Bu durum, yükseköğrenim gören gençlerin, geleceğe dair kaygılarını artırırken, onlar için bir sosyopolitik hareket ortamı hazırladı. Öğrenciler, yalnızca diploma iptali değil; aynı zamanda, üniversite yönetimlerinin siyasi baskılara boyun eğmesini de eleştiriyor. Eylemler boyunca konuşmalar yapan öğrenci liderleri, "Bu kadar baskıya ve yanlış uygulamalara sessiz kalmayacağız!" diyerek kararlılıklarını ortaya koydular.
Öğrencilerin sosyal medyada da aktif olarak organize olması, bu protestoların daha geniş kitlelere ulaşmasına yardımcı oldu. Eylemlerin ardından #İmamoğluYalnızDeğil ve #Diplomaİptaliİstemiyoruz gibi hashtag’ler, Türkiye gündeminde ilk sıralarda yer aldı. Gençlerin, sosyal medya platformlarını etkili bir şekilde kullanması ve toplumsal konularda seslerini yükseltmeleri, önemli bir değişim amacı taşıyor. Öğrenciler, bu durumu sadece kendi haklarını değil, tüm toplumsal değişim süreçlerini de etkileyen bir mesele olarak ele alıyor.
Birçok öğrenci, eylemler sırasında konuşmalar yaparak, "Bizler geleceğimiz için buradayız. Eğitim hakkımızın kısıtlanmasına karşı çıkıyoruz. Eğitim, sadece bir diploma almak değil, aynı zamanda düşünmeyi, sorgulamayı ve toplumsal gelişimi sağlamak demektir." şeklinde duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Diplomasının iptal edildiğini öğrenen öğrencilerin, motivasyonlarının ve hayallerinin ne denli etkilendiği ise eylemlerin en çarpıcı noktalarından biri. Eğitimlerini tamamlamak için geçen yıllarının, bir anda yok olmasının yarattığı duygusal travma, gençlerin gözlerinde net bir şekilde görülüyor.
İstanbul ve Ankara’daki bu eylemler, gençlerin sadece mevcut eğitim sisteminde karşılaştıkları sorunları değil, aynı zamanda onları etkileyen geniş bir kitle politikası bağlamında yaşadıkları kaygıları da açığa çıkarıyor. İmamoğlu'nun destekleri ve vaatleri, gençlerin gözünde bir umut kaynağıydı, bu umutların sönmesi ve beklentilerin yok olusu ise durumu daha da gergin hale getiriyor. Öğrenciler, "Sesimizi duyun, umudumuzu kimse yok edemez!" diyerek, isyanlarını daha da güçlendirdi.
Sonuç olarak, İstanbul ve Ankara'da gerçekleşen bu eylemler, sadece bir protesto değil, gençlerin toplumsal meseleler karşısındaki duyarlılığı ve gelecekteki kaygılarını da gözler önüne seriyor. Eğitim hakkının öneminin bir kez daha altını çizen bu hareketler, Türkiye’nin genç nüfusunun, demokratik hakları ve özgürlükleri için mücadele ettiğini gösteriyor. Bu tür eylemler, ilerleyen zamanlarda daha da artabilir ve gençlerin kendi geleceği için anlamlı adımlar atmalarını sağlayabilir.