Yaşam, bazen zamanı durdurup, içinde bulunduğumuz anın kıymetini anlayabilmemize olanak tanır. 87 yaşındaki Ali Usta, tam da böyle bir yaşam çizgisine sahip. Yıllar içinde pek çok meslek dalında yüzleştiği zorlukları, deneyimleri ve başarıları ile dolup taşan bir hayat hikayesi yazan Ali Usta, geleneksel el işçiliğiyle hem kendi hayatına anlam katıyor hem de çevresindekilere ilham veriyor. Uzun yıllar önce başladığı bu serüven, ona sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda yaşam sebebi oldu.
Ali Usta, çocukluğundan itibaren el emeğine duyduğu sevgiyi ve saygıyı derinden hissederek büyüdü. Küçük yaşta babasının atölyesinde çalışarak becerilerini geliştirmeye başlayan Ali Usta, zamanla bu alanda ustalaşmayı başardı. Ahşap işlemeciliği, dokuma ve geleneksel el sanatları üzerine 70 yılı aşkın bir süredir süren çalışmaları, ona yalnızca bir meslek değil, bir yaşam biçimi sundu. Yıllar içinde, unutulmaya yüz tutmuş pek çok zanaati yaşatmak için azimle mücadele etti.
Bugün, Ali Usta'nın atölyesi yalnızca bir çalışma alanı değil, aynı zamanda gençlerin el sanatlarına olan ilgisini artırmaya yönelik bir eğitim merkezi haline gelmiş durumda. Her hafta sonu gençler, Ali Usta'nın öğretiminde becerilerini geliştirmek ve geleneksel el sanatlarını öğrenmek için sıraya giriyor. Ali Usta, “Gelecek nesillere aktaracağımız o kadar çok şey var ki! Benim için bu iş sadece bir meslek değil, bir miras” diyor.
Ali Usta’nın hayatı, zaman zaman zorluklarla dolu olsa da, bu zorlukları aşmak onun karakterini kuvvetlendirdi. 1980'lerdeki ekonomik krizin ardından iş kaybı ve maddi zorluklarla yüzleşen Usta, el emeğine olan tutkusunu asla kaybetmedi. Elde ettiği her parça, onun için bir zafer hikayesi anlamına geliyordu. Günümüzde teknolojik ürünlerin yaygınlaşmasıyla birlikte geleneksel zanaatların gerilemesine rağmen, Ali Usta kendine bir yol çizerek, hem geçmişi yaşatıyor hem de modern dünyada el işçiliğinin değerini sorguluyor.
Ali Usta, eserlerinden sadece maddi kazanım sağlamıyor; aynı zamanda ürünlerinin hikayelerini anlatıyor. Her parça, bir öykü, bir deneyim taşıyor. Onunla çalışan gençler, bu hikayeleri dinleyerek hem bilgi ediniyor hem de geleneksel sanatların derinliğini keşfetme fırsatı buluyor. “Her ahşap parçasında bir hayat var. Onları işleyerek sadece maddeleri değil, hayatları da şekillendiriyoruz.” diyor Ali Usta, bu tutkusunu bir adım daha ileriye taşıyor.
Yaşına rağmen, zamanı geride bırakan bir azimle çalışan Ali Usta; sadece zanaatkarlığıyla değil, insanlara örnek olan karakteriyle de önemli bir figür. Tekrar tekrar vurguladığı gibi, bu iş onun için bir yaşam biçimi ve asla bırakmayacağı bir tutku. “Çalışmadan duramam, el emeklerim bana nefes aldırıyor.” sözleriyle herkesin kalbinde bir umut ışığı yanıyor.
Sonuç olarak, Ali Usta'nın yaşam hikayesi, sadece bir meslek öyküsü değil; aynı zamanda azmin, tutkunun ve el emeğinin önemini hatırlatan bir ders niteliğinde. Bugün, yarın ve gelecek nesiller için unutturmamak adına büyük bir mücadelenin içinde. El işçiliği, sadece geçmişe ait bir sanat değil; geleceğe taşınması gereken bir değer. Ali Usta'nın azmi ve sevgisiyle, bu el emeği gelenekleri sonsuza dek yaşatılacak gibi görünüyor. İşte bu yüzden, her yaştan insan için ilham kaynağı olmaya devam ediyor.